Hepimizin yaşamında ‘’ya ben bunu nasıl yaptım?, nasıl oldu
da farkına varamadım? Ne kadar da körüm.’’ dediğimiz zamanlar olmuştur. Tabii
bu söyleniş olan olduktan sonra hatta üzerinden biraz zaman geçtikten sonra
olur. Peki nasıl oluyor da biz bunları söylüyoruz? Başımızdan geçen o olay hakkında nasıl böyle
konuşabiliyoruz? ve sonrasında ‘’Yani zamanında bunları düşünseydin ya.’’
diyoruz kendimize.
Hadi gelin birlikte bu konuyu bir inceleyelim. Aslında hiçbirimiz
karşılaştığımız olaylarda kör değiliz. Sadece o zaman diliminde durumu analiz
edip mantıklı düşünemiyoruz. Öncelikle başımıza gelen her neyse o anki
durumumuza ve konumumuza bakmamız gerekir. Her iki durumda da gerçek olan bir
şey vardır ki o da; bunun tamamen bizimle alakalı olduğudur. Çünkü insan onu
ilgilendiren bir durum karşısındayken, kararını etkileyecek iki şeye sahiptir. Bunlardan
biri duyguları diğeri ise zamanlamadır.
Duygu durumuna baktığımız da, bizi olayın içine dahil eden
ve ‘’mantıklı karar verme mekanizması’’nı durduran etkilerdir. Yani işin içinde
duygularımız varsa sevgi, öfke, tedirginlik vs. mantığımız yoktur diyebiliriz. Çünkü
insanı bağımlı yapan şey duygudur. O anki duygumuz ne kadar yoğunsa o kadar
bağımlıyızdır ve doğru kararı veremez durumdayızdır. Eğer hiçbir duygumuz
olmasaydı, hiç yanlış kararlar ve tepkiler de vermezdik. İşte bu yüzden olayın
üzerinden günler, haftalar geçtikten sonra onu sağlıklı bir şekilde analiz edip
şöyle yapsaydım diyebiliyoruz. Neden? Çünkü duygularımız ancak o zaman zarfında
nötürleşebiliyor.
Zamanlama durumunda ise insanın doğası referans alınmalıdır.
Bu sebepten dolayı ‘’telaş etmek’’ insan doğasına uygun bir şey değildir. Çünkü bir
telaşe içerisine girdiğimizde, aslında farkında olmadan bir takım duygularımız,hırslarımız,
kaygılarımız vs. devreye girer. Hemen sonrasında ‘’mantıklı karar verme sistemi’’miz
yine durmuş olur. Bu yüzden konu hakkında ki düşüncelerimizin demlenmesine izin
verip acele etmeden karar vermeliyiz.
Çözüm olarak, öncelikle aktif olan duygumuzu tespit
etmeliyiz. Başlarda çok kolay olmayabilir ama denedikçe ilerlediğinizi
göreceksiniz. Daha sonra kendimize şunu söylememiz bizi sakinleştirecek ve
fayda sağlayacaktır.‘’karar almak için yeterince zamanım var, hızlı karar bana yanlış
yaptırabilir!’’
... ve böylelikle kendimize
de haksızlık etmiş olmayız.
BÖ
oldukça güzel olmuş emeğinize saygı...
YanıtlaSilA.S.
Yorumunuz için teşekkür ederim.
SilUmarım size küçük bir fayda sağlayabilmişimdir.
Duyguyu saptayıp o duygunun etkisi altında almadan karar almak en doğrusu. Duygunun etkisi zamanla azalıyorsa ne ala... Ya azalmıyorsa nasıl sıyrılacağız bu işten.
YanıtlaSilAydan
Aydan merhabalar,
SilÖncelikle yorumun için teşekkür ederim. Yazımın okunduğunu bilmek beni bir kez daha mutlu etti.
Soruna gelecek olursak, şöyle açıklamak isterim. Dünya üzerinde gerek maddi gerekse manevi olsun, hiç bir şey sonsuza kadar varlığını sürdüremez. Eğer azalan ya da artan bir duygu varsa demek ki o noktada daha nötr halde değiliz demektir. Yoksa sokaktan geçen hiç tanımadığımız herhangi bir kişinin de bizim için ayrı bir anlamı olurdu...
Umarım sende bir takım soru işaretlerine sebep olmuşumdur. :)
oldu
Sil