18 Aralık 2012 Salı

Ben Başa Çıkarım!

Ben Başa Çıkarım!
     İsteyerek ya da istemeyerek hepimizin şikayet ettiği zamanları olmuştur. Peki,neden  şikayet ediyoruz acaba? Şikayet etmek aslında şu demek: ''değiştirmeye gücüm yetmiyor, onunla başa çıkamıyorum ve söylenerek rahatlıyorum.'' Şikayet etmenin başka bir açıklaması ancak mazeret olarak kabul edilebilir.
     Zaman yoktur, patronumuz, ebeveynimiz bizi anlamıyordur. Arkadaşımız bizi ya umursamıyor ya da hoşgörülü davranmıyor, para yetmiyor, zaman ve para yetse enerjimiz kalmıyor. İnsanoğlu sanki şikayet etmek için dünyaya gelmiş gibidir.
     2000'li yıllarda kitaplar, doktorlar, uzmanlar hep aynı şeyi söyleyip durdular; odaklandığınız şey çoğalır. Gün içinde şikayet ettikçe şikayet edilecek şeyler artar. Örneğin, yorgunum dersek kendimizi daha yorgun hissederiz, hastayım dedikçe daha da hasta oluruz, ağrıyan başımızı düşünüp durur ve bundan dolayı söylenirsek baş ağrımız geçmez. Aramayan sevgilimizi düşündükçe aramaz ve örnekler çoğaltılabilir. Kişisel gelişim dünyası pozitif düşüncenin, bir safsata mı yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışa dursun, biz kendi deneyimlerimizden yola çıkalım. Herkes en iyi kendi yaşadığını bilir ne de olsa!
     Şunu açıklığa kavuşturalım; bugüne kadar hayatımızda şikayet ederek düzelen herhangi bir şey oldu mu? Daha önemlisi de; gerçekten düzelmesini istiyor muyuz? Mesleğim gereği her gün yaşlı ve hasta insanlarla bir aradayım ve diyebilirim ki eğer bir insan iyileşmeyi istiyorsa - genellikle - iyileşir. İyileşmemek o kişiye şikayet etme imkanı sağlıyorsa ve bu şekilde yakınlarından ilgi görüp, bu yüzden o kişi iyileşmemeyi tercih edip sürekli bir şeylerden şikayet eder. Aslında bu tutum bir tür yardım ve ilgi isteğidir; ''lütfen benimle ilgilen, bak hayatımda yolunda gitmeyen bir şeyler var.'' Kendi hayatının sorumluluğunu al(a)mayan insanların ortak özelliği şikayet etmek ve karşısındaki problemin tamamen kendileri dışında olduğunda son derece emin olmalarıdır. Şikayeti ortadan kaldırdığımızda iki şey olur; ilki odağımızın  kötüye değil de iyiye kaymasıdır ki günümüzde birçok insan bunun için çabalamaktadır. Bu sebeple, odağımız iyiye yöneldiğinde HAYATIMIZdaki algımız da iyiye yönelir. Şikayeti bıraktığımızda olacak ikinci şey ise; gücümüzün farkına varırız, sorumluluk alıp değiştirmek için harekete geçebiliriz. Çünkü, insan sadece sorumluluğunu aldığı bir şeyi değiştirebilir.
     Düzenli olarak şikayetçi olduğumuz bir şeyler varsa kendimize şunları sormak gerekebilir;
* Bu şikayet ettiğim konu hayatımda olmasaydı ben nasıl biri olurdum?
* Her gün şükrederek ya da teşekkür ederek uyansaydım ben nasıl biri olurdum?
* Eğer o şeyi değiştirecek güce sahip olsaydım ne yapardım?
     Günlük yaşantımıza biraz yukarıdan bakacak olursak, şikayet ettiklerimizle, şükrettiklerimizi ya da teşekkür ettiklerimizi tartabilir ve kendimiz için bizi yönlendirecek doğru soruları keşfedebiliriz... 
S.G.